Işığın Mack ile yolculuğunda İstanbul durağı
İkinci Dünya savaşı sonrası Avrupa da yükselen modern sanat akımı ZERO’nun kurucularından Alman Sanatçı Heinz Mack’ın ‘‘Mack, Sadece Işık ve Renk” adını verdiği kişisel sergisi İstanbul Sakıp Sabancı Müzesi’nde 18 Şubattan itibaren sanatseverlerin ziyaretine açıldı. Sergideki eserler, ışık, renk, boşluk, ve hareket temaları etrafında şekillenmiş.
Işığın ve rengin olduğu bir sergiyi gezmemin önemi büyüktü ve ilk hafta sonu buna fırsat yarattım. Serginin girişinde sanatçı, sergi ve eserleri hakkında bilgiler paylaşılmış. Işık ve aydınlatma temel konuları işlediğimiz web portalımızda bir teknik adam olarak biz ışık ve renk hakkında fizik bilimini ilgilendiren bazı şeyler söylemiştik. Işık ve renk temasını işleyen sanatçı Heinz Mack, ışık ve renk hakkında sanatçı gözüyle baktığında şunlardan bahsetmiş.
”Gecenin en karanlık noktası, bize her zaman göz alıcı kız kardeşini, ışığı hatırlatır. …Eğer bir sanatçı olarak tecrübelerimden yola çıkarsam, ışık olmadan herhangi bir yaratıcı girişim düşünemem; form olmada ışık yalnızca parlaklıktır, aynen ışığın eşlik etmediği bir rengin renk olmadığı gibi.”
Bu çok şey anlatan tanımlamadan sonra, devamındaki ”Kromatik Takımyıldız” adını verdiği etkileyici resimlere hayranlıkla seyrediyorum. ”Ay Sapması” ismini verdiği resimde ikincil ışık kaynağı ay’ın farklı zamanlarda insanda bıraktığı değişik algıları hissedebiliyorum. ”Işın demeti haritası” ismini verdiği bir tabloda farklı renk ışın demetlerinin ışık hızıyla hareket ederken izlediği yolları görüyoruz. Yine Sanatçı Mack resim için can alıcı bir tanımlama yapıyor;
”Resimden bahsettiğimizde, renkten bahsederiz.”
Rölyeflerin sergilendiği bölümde yine ışık ve gölge (karanlık) olguları etkileyici bir biçimde karşımıza çıkıyor. Sahra çöl kumunu malzeme olarak kullandığı eserlerde, çölün rengini ve dokusu ön plana çıkmış. Sanatçının çöl rölyefleri için de açıklaması şöyle:
”Sanatım, dünyanın tüm çirkinlikleri giyinmiş perişanlığına, mutlak güzellik ile bir karşı duruş niteliğindedir.”
Bir başka bölümde sanatçının mürekkep çizimlerini görüyoruz, sanatçının tanımıyla bunlar şiirsel bir dil:
”Benim için bir çizim, sözleri olmayan kusursuz ve şiirsel bir dildir.”
Sanatcının heykel çalışmalarından örnekler de sergide yerini almış, sanatçıya göre heykeller ve ışık ilişkisi çok önmeli, bunu şu cümleile ifade ediyor:
”Heykeller, doğru ışıkla buluştuklarında canlanırlar; bunun sebebi heykellerin ışığın araçları ve enerjisinin ifadeleri olmalarıdır.”
Son bölümde Zero’dan da hatırladığımız gibi ışığı ve optik sistemleri kullanarak yapılan eserler sergileniyor ve ışığın yansımalarını, kırılmalarını, hareketlerini ustalıkla bizlere sunuyor. Bu çalışmaların bir kısmında küçük yapay ışık kaynakları LED’ler kullanılmış. Hatta hareketli optikler, ışık kontrol sitemleri kullanarak farklı ışık ve renk efektleri yaratılmış. Bu ışıklı eserleri fotoğraflamak profesyonel bir yaklaşım gerektirdiği için sadece resmi sitesindeki bir kısa videoyu sizinle paylaşabiliyorum.
Sergi 17 temmuz 2016 tarihine kadar Sakıp Sabancı Müzesinde ziyarete açık olacak.
Yazarın notu:
– Sergiyi matematik eğitimi almış ve aynı zamanda sanatçı olan bir arkadaşımla gezdim, bir sanatçının bakış açısından bilgiler almak gerçekten güzeldi. Teşekkürler Erdem Küçükköroğlu.
– Sergiyi gezmeyi bitirdiğimizde sanatçı Heinz Mack’ın anlatımları ve çalışma anındaki video görüntüleri var, keyifle izlediğim bu videodan sanatçının ilginç bir cümlesini paylaşmak istiyorum: ”küçük lambalarla (LED’lerden bahsediyor) denemeler yapıp deneyimlerimizi geliştir iken kendimi bir mühendis gibi hissettim.”